Temmuz 15, 2019
Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.
20 yıldır denizle iç içe olan, DAÜ Su Altı Görüntüleme Merkezi Başkanı Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, bugüne kadar ‘çeken akıntı’ ile karşılaşmadığını söylese de fırtınalı dönemde dalgalı denizin bu akıntıdan daha tehlike olduğu uyarısında bulundu.
Kaplıca’da yüreklere ateş düşüren, 4 kişinin hayatını kaybettiği olayın ardından denizlerdeki gizli tehlike; ‘rip akıntı’ yani ‘çeken akıntı’ gündeme geldi. 20 yıldır denizle iç içe olan, DAÜ Su Altı Görüntüleme Merkezi Başkanı Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, bugüne kadar ‘çeken akıntı’ ile karşılaşmadığını söylese de dalgalı denizin bu akıntıdan daha tehlike olduğu uyarısında bulundu.
Çiçek, Baf’ta iki noktada denizde ‘çeken akıntı’ olduğuna dair uyarıcı levhalar olduğunu belirterek, kuzeydeki geniş kumsallarda, örneğin Altın Kumsal gibi yerlere bu tip uyarıların konulması gerektiğini belirtti.
YENİDÜZEN’e detaylı bilgi veren Çiçek, plaj güvenliği ve ilk yardım kurslarının gerekliliğine de vurgu yaparken, “Biz, savaşların tarihlerini, matematiği ezbere öğretiyoruz ama okullarda hayatı öğretemiyoruz” dedi. “Yıllardır sahildeyim, denizdeyim… Böyle bir şey görmedim, yineliyorum. İlk yardım ve plaj güvenliğine çok önem verilmeli. Yurt dışında can kurtaran düğmesi var. Biz de can kurtaran dahi yok.
” DAÜ Su Altı Görüntüleme Merkezi Başkanı, Doç. Dr. Burak Ali Çiçek: 20 yıldır sahillerdeyim, rip akıntısı görmedim“
Benim tahminim söz konusu kişilerin hayatının kaybetmesine neden olan olay; rip akıntısı değil. Sahillerimiz kısa… Hem boy hem de en olarak küçük sahiller... Sahillere nehir akıntısı da yok. 20 yıldır sahillerdeyim, rip akıntısı görmedim. Fırtınalı büyük dalga geliyor, güçlü şekilde çekiyor, üzerine dalga biniyor. Öyle bir durum da olabilir. Kesinlikle rip akıntı demek doğru değil. Bölgeyi fotoğraflamadan, görmeden bunu söylemek yanlış…”
“Karpaz’a doğru olan bölgelerde akıntı var…”
“Sahillerde, Karpaz’a doğru olan bölgelerde akıntı var. Dalış yapılırken rip akıntıya rastlamak mümkün değil. Tam kıyıda oluyor. Dalış, 12 metrede yapılıyor.”
“Fırtınalı dönemde denizde uzaktan durmak lazım”
“Fırtına döneminde dalgaların gücü müthiş olur. Mağusa’da Aralık ayında çalışma yapmam gerekiyordu. 25 yıllık dalgıcım, iyi bir yüzücüyüm. Ben dalgalardan o suya giremedim…Şunu net söylemek lazım; fırtınalı dönemde denizde uzaktan durmak lazım… Halka bunu söylemek gerekir. Fırtınalı dönemde deniz kenarında olmak da dahi sıkıntı yaratır.”
“Deniz güzel ama tehlikelidir”
“ Ben bunca yıldır, denizin içine açılıp, saatlerce yüzme davranışı göstermem. Bizler, karaya adapte olmuş insanlarız. Bu durum risklidir. Denize bir anda girdiğinizde, denizdeki güçlerle farklı kas gruplarınız çalışır. Paniğe de sebep olur. Deniz güzel ama tehlikelidir. Dikkatli olmak gerekir.”
“Müdahale de profesyonel olmalı”
“3 arkadaşımı boğulmaktan kurtardım. Profesyonel scuba dalgıçları olmasına rağmen boğulma tehlikesi geçirmişlerdi. İnsanlar, bir anda denizde karşılaştıkları karşısında panik oluyor. Ona müdahale de profesyonel olmalı.”
“Savaşların tarihlerini öğretiyoruz ama okullarda hayatı öğretemiyoruz”
“Gelişmiş ülkelerde, ortaokul ve liselerde yüzme dersi veriliyor. Aynı şekilde ilk yardım kursları… Ancak bizde yok. Savaşların tarihlerini, matematiği ezbere öğretiyoruz ama okullarda hayatı öğretemiyoruz.”
“Altın Kumsal gibi geniş kumsallara uyarı levhaları konulmalı”
“Güneyde, Baf’ta iki noktada rip akıntısı olduğuna dair uyarı levhaları var. Bunlarla vatandaşları uyarıyorlar. Rip olmasa bile güçlü dalgaların olduğu açık sahiller var.Bizde de vatandaşların sıklıkla tercih ettiği yerlere uyarıcı levhalar konulabilir. Geniş kumsallarda, örneğin Altın Kumsal gibi yerlere bu tip uyarılar konulabilir.
”Nasıl oluşuyor?“
Çeken akıntının uyarılarını Karadeniz’de koydurduk. Nehirlerde yağışlı dönemlerden sonra, hızlı şekilde tatlı suyun denize girdiği noktalarda sahil kesimindeki kum yapısı bozuluyor. Engemeler oluşuyor. Yukardan gelen dalga da hızlıca geçiyor, alttan geri dönerken bariyerlere takılıyor. Bu durum da girdap oluşturuyor. Genellikle dalganın geri çekildiği noktalarda girdap oluşur, yüzen kişileri denize çeken bir akıntı oluşuyor.
”Nasıl davranmak gerekiyor?“
Girdaptan kurtulmak için vatandaşların karaya doğru yüzmesi boşunadır. Böyle bir durumda vatandaşlar kendilerini sahile bırakmalı. Yani kendilerini serbest bıraktığında, girdap biraz çekip bırakıyor.Bununla birlikte ikinci seçenek olarak; vatandaşlar akıntıyı dikkate alarak kıyıya paralel olarak sahile doğru yüzerek kurtulabilirler.”
“İlk yardım ve plaj güvenliğine çok önem verilmeli”
“Sahillerde çok alışkın değiliz, bu şekilde boğulma olabiliyor. Bizim insanımız yüzmeyi çok iyi bilmiyor. Suyun üzerinde birkaç kulaç atıp, gitmek yüzmek değil. Yıllardır sahildeyim, denizdeyim… Böyle bir şey görmedim, yineliyorum. İlk yardım ve plaj güvenliğine çok önem verilmeli. Yurt dışında can kurtaran düğmesi var. Biz de can kurtaran dahi yok. Şunu unutmamalıyız; dalgalı deniz rip akıntısından daha tehlikelidir. Rip akıntısı tek noktadadır.”
Ağustos 30, 2018
Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi ile Iskele Sahil Leo, Lefkosa Lider Leo, Girne Ozgurada Lions ve Iskele Sahil Lions Kulübü tarafından her yıl ortak yapılan Caretta Caretta yavrularının deniz ile buluşturulması etkinliği İskele’de gerçekleşti.
Yumurtlama dönemi boyunca yuvaların tespit edilip koruma altına alınmaları için AIESEC Doğu Akdeniz’in yaptığı ve Merkez Sorumlusu Yrd. Doç Dr. Burak Ali Çiçek'in yürüttüğü projede, yavruların yuvalardan güvenli bir şekilde çıkmaları konusunda ciddi anlamda emek harcandı.
İskele Bölgesi’nde yavru Carettaların deniz ile buluşturulması etkinliğinde de Iskele Sahil Leo, Lefkosa Lider Leo, Girne Ozgurada Lions ve Iskele Sahil Lions Kulübü, DAÜ Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi ve AIESEC Doğu Akdeniz gönüllüleri ile birlikte hareket ederek, Caretta Caretta yavruları bölge halkının da ilgi gösterdiği katılımla deniz ile buluşturuldu.
Yapılan araştırmalar neticesinde her yıl deniz ile buluşturulan yavru Caretta Carettaların hayatta kalma şanslarının %1 veya 2 olması, yapılan gönüllü uğraş ve çabaların değerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Katılımcılar, çevre ve canlılara karşı daha duyarlı olunması ile doğal hayatın korunması konusunda toplumda farkındalık yaratmak adına yapılan bu çalışmaların çoğalmasının gelecek için daha ümit verici olacağını belirtiyor.
Ağustos 24, 2018
Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.
Yaz tatiline çıkmak yerine kaplumbağa yuvalarında nöbet tutan öğrenciler 2 ay içinde 30 bin yumurtadan çıkan 10 bin deniz kaplumbağasının denizle buluşmasını sağladı.
180 milyon yıl önce dünyanın tek kıta(Pangea) olduğu dönemde bile yaşadıkları düşünülen ama insansal tehditlerden dolayı küresel ölçekte soyları tükenen deniz kaplumbağalarını korumak için Doğu Akdeniz Üniversitesi projeler üretiyor. 10 yıl önce kurulan DAÜ Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi (DAÜ SAGAM), her yıl binlerce kaplumbağa yavrusunu denizle buluştururken bu yıl tüm zamanların rekorunu kırdı. Sadece Magusa’da 5 kumsaldaki toplam 400 yuva yapan 150 dişi deniz kaplumbağası yaklaşık 30 bin yumurta bıraktı. Aralarında plajlarında olduğu kumsallarda insanların yapacağı en küçük gürültüden bile etkilenen kaplumbağaları korumak için Doğu Akdeniz Üniversitesi akademisyenleri nöbet ekipleri oluşturdu. Doç. Dr. Burak Çiçek yönetimindeki nöbet ekipleri yaşam alanları hızla daralan, balıkçı ağlarına takılarak ölen hatta tehdit olarak algılandığı için insanlar tarafından öldürülen Chelonia mydas ve Caretta caretta türündeki deniz kaplumbağalarının yumurtalarının bulunduğu yuvaların önünde bekledi.
Bu yıl her zamankinden fazla yuva olduğunu belirleyen Doç. Dr. Çiçek, gönüllü öğrencilerin sayısının artması için çağrılar yaptı. Okul bitmesine rağmen yaz tatiline çıkmak yerine kaplumbağaların denize ulaşması için çabalayan D.A.Ü Fen Fakültesi Biyolojik Bilimler Bölümü öğrencilerine inşaat mühendisliği, eğitim fakültesi ve turizm bölümlerinden destek geldi. Hatta ailesi Mısır’da yaşayan Hesham Baraad’da 5 aydır gitmediği ülkesine gitmek yerine nöbetlere katıldı. Gençler 43 dereceyi bulan sıcaklıkta ve yoğun nem altında bekleyerek, yuvalar yaklaşan insanları uyardı. Genellikle gece çatlayan yumurtalardan çıkan yavruların denize güvenle ulaşması için öğrenciler uykusuz kaldı.
Deniz biyologu Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, “30 öğrencimiz yoğun çaba göstererek kaplumbağa yumurtalarının yakınında nöbet tuttu. Chelonia Mydas ve Caretta Caretta türü kaplumbağa yavrularını insanlardan olduğu kadar tilki, yengeç, karga ve martılardan da korudular. Kuluçka döneminde dişiler ve yuvalarını izlendi, kayıtlar tutuldu ve görüntülendi. 3 aylık çalışmanın sonucunda denize ulaşan yavru kaplumbağalar, milyonlarca yıllık döngünün muhteşem dengesini kanıtladı. Destek veren öğrencilerimize teşekkür ediyoruz.” Dedi.
Temmuz 19, 2018
Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.
DOĞU Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi ile Mağusa Mesarya Lions Kulübü tarafından her yıl birlikte yaptıkları 'Caretta Caretta yavrularının deniz ile buluşturulması' etkinliği, bu yıl AIESEC Doğu Akdeniz Şubesi'nin de katkılarıyla, İskele...
DOĞU Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi ile Mağusa Mesarya Lions Kulübü tarafından her yıl birlikte yaptıkları ' Caretta Caretta yavrularının deniz ile buluşturulması' etkinliği, bu yıl AIESEC Doğu Akdeniz Şubesi'nin de katkılarıyla, İskele Bölgesi'nde gerçekleştirildi.
Yumurtlama dönemi boyunca yuvaların tespit edilip koruma altına alınması için AIESEC Doğu Akdeniz'in yaptığı ve Merkez Sorumlusu Yrd. Doç Dr. Burak Ali Çiçek'in yürüttüğü projeye 8 farklı ülkeden 16 gönüllü öğrenci katıldı. Yapılan ortak çalışma sayesinde, yavruların yuvalardan güvenli bir şekilde çıkmaları konusunda ciddi emek harcandı.
İskele Bölgesi'nde Caretta Caretta yavruları bölge halkının da ilgi gösterdiği katılımla deniz ile buluşturuldu.
HAYATTA KALMA ŞANSLARI ARTTI
Yapılan araştırmalar neticesinde her yıl deniz ile buluşturulan Caretta Caretta yavrularının hayatta kalma şanslarının yüzde 1 veya 2 olduğu; yapılan gönüllü uğraş ve çabaların önemini gösteriyor. Katılımcılar, çevre ve canlılara karşı daha duyarlı olunması ile doğal hayatın korunması konusunda toplumda farkındalık yaratmak adına yapılan bu çalışmaların çoğalmasının gelecek için daha ümit verici olacağını belirtti.