Skip Navigation LinksIn-the-press

Basında Biz

  • Kasım 4, 2017

    Akdeniz foklarının soyunu kuruttuk


    Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.

    Akdeniz Fokları’nın, ülkemizdeki yaşam alanları olumsuz koşullar nedeniyle tahrip ediliyor. Uzmanlar, Akdeniz Fokları’nın ülkemizde sadece birkaç noktada bulunan yaşam alanlarının bir an önce koruma altına alınması gerektiğine dikkat çekti. 

    Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik (International Union for Conservation of Nature and Natural Resources) (IUCN) tarafından en üst seviyede nesli kritik derecede tehlike altında olan türler (CR) arasında gösterilen Akdeniz Fokları, (Monachus monachus) ülkemizdeki yaşam alanları kontrolsüz şehirleşme, kayalık yapıdaki kıyısal alanların tahrip edilmesi ve mağaralarının koruma altına alınmaması nedeniyle yok ediliyor.

    Bilimsel araştırmalara göre tüm dünyada nüfuslarının sadece 600 civarında kaldığı tahmin edilen Akdeniz Fokları’nın, dünyada sadece ülkemiz de dahi olmak üzere, Türkiye, Yunanistan, Fas, Moritanya ve Maderia (Portekiz) kıyılarında yaşamakta olduğu belirtiliyor. 

    Uzmanlar, Akdeniz Fokları’nın ülkemizde sadece birkaç noktada bulunan yaşam alanlarının bir an önce koruma altına alınması gerektiğine dikkat çekti.

    Çiçek: Dünyada birkaç noktada yaşıyorlar.

    Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı ve Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, geçtiğimiz yüzyılda, Akdeniz Foku’nun, Akdeniz ve Atlantik’te yaygın olduğunu söyledi. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, Akdeniz Fokları’nın günümüzde ise dünyada sadece ülkemiz de dahi olmak üzere, Türkiye, Yunanistan, Fas, Moritanya ve Maderia (Portekiz) kıyılarında yaşamakta olduğunu kaydetti.

    Son yıllarda gerçekleştirilen araştırmalarla, bu ülkelere ek olarak, Libya ve Fas gibi ülkelerde de küçük miktarda Akdeniz Foku popülâsyonun varlığına rastlandığını anlatan Çiçek, bu türün dünyada nüfuslarının 600 ile 700 civarında olduğunun tahmin edilmekte olduğunu bildirdi.Burak Ali Çiçek, Akdeniz Fokları’nın Doğu Akdeniz popülâsyonunun, içerisinde bulunan bireylerinin ülkemiz kıyılarında yaşadığı veya dönemsel olarak ziyarette bulunduklarının bilinmekte olduğunu belirtti.Akdeniz Fokları’nın, mağara, kovuklar, çatlaklar ve çıkıp yatmaya uygun ıssız kıyıları tercih ettiklerine değinen Çiçek, Akdeniz Foku’nun, üzerinde yapılaşma olmayan, insanların kolay ulaşamadığı veya insan faaliyetlerinden uzak kalmış, tercihen üreme ve/veya barınma işlevleri gören kıyı mağara ve kovuklarına sahip, sessiz ve tenha kayalık sahilleri, kumsal kıyıları ve kıyı yerleşim bölgelerini yaşama alanı olarak seçmekte ve bu alanların bozulmasından direkt olarak etkilenmekte olduklarını aktardı.

    Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, dişi Akdeniz Foklarının çiftleşmek için uzun mesafeler kat ederek erkek fokların yanına geldiğini ve daha sonra erkeğin bölgesinden ayrıldığının tahmin edilmekte olduğunu dile getirdi. 

    “Nesli kritik derecede tehlikede"

    Bu fokların çiftleşmelerinin denizde olduğunu ve bilimsel araştırmalara göre dişi fokun cinsel olgunluğa 3 yaşında ulaştığının tahmin edilmekte olduğunu söyleyen Çiçek, dişi Akdeniz Foku’nun 10-11 aylık hamilelik döneminden sonra, her yıl ya da iki yılda bir, bir yavru doğurduğunu kaydetti. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, Akdeniz Fokları’nın etobur olduklarını, besininin büyük bir çoğunluğunu dalarak sualtında yakaladığı balıklar, ahtapot ve ıstakoz gibi canlılar oluşturduğunu bildirdi. Akdeniz Foku’nun dünyadaki nesli tükenmekte olan canlılar arasında ilk sıralarda gelmekte olduğuna dikkat çeken Çiçek, IUCN tarafından, en üst seviye olan, nesli kritik derecede tehlike altında olan türler (CR) arasında listelenmekte olduğunu belirtti. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, bu canlıların, ülkemizin de onayladığı BERN, CITES, BARSELONA ve Biyolojik Çeşitlilik sözleşmeleri kapsamında koruma altına alındıklarına vurgu yaptı. Akdeniz Fokları ile ilgili KKTC kıyılarında kapsamlı çalışmaların Ali Cemal Gücü ve ekibi tarafından yapıldığına değinen Çiçek, Ali Cemal Gücü’nün KKTC kıyısal alanında uygun bulduğu mağaralara kameralar yerleştirdiğini ve bu mağaralarda yaşayan anne ve yavruları tespit ettiğini açıkladı. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, Ali Cemal Gücü’nün verilerine göre KKTC’de Yenierenköy, Karpaz ve Güzelyurt sahilleri başta olmak üzere, fok barınma ve üremesine uygun mağaralar bulunduğunu dile getirdi. Çiçek, konuyla ilgili Güney Kıbrıs’ta da çalışmalar yapıldığını, Larnaka ve Limasol başta olmak üzere 7 ayrı noktada üreme mağarası bulunduğu ifade etti.

    Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, Akdeniz Fokları’nın ülkemizde, bütün Akdeniz’de olduğu gibi karşılaştıkları en büyük sorunun kontrolsüz şehirleşme, kayalık yapıdaki kıyısal alanın tahrip edilmesi ve mağaraların koruma altına alınamaması olduğunu söyledi. Bu nedenle ülkemizde elde kalan mağaraların hızlı bir şekilde durumlarının güncellenmesi (bazıları yapılaşma ve yanlış kullanım nedeniyle uygunluğunu yitirmiştir) gerektiğine dikkat çeken Çiçek, Akdeniz Fokları’nın hem karadan hem de denizden koruma altına alınmaları gerektiğinin altını çizdi.

  • Ağustos 15, 2017

    Yavru Caretta Carettalara yardım eli

    Doğu Akdeniz Üniversitesi  (DAÜ), Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi, 7-13 Ağustos Dünya Gençlik Haftası nedeniyle düzenlenen ve Mağusa Mesarya, Mağusa Kale, Girne Akdeniz Lions Kulüpleri gençleri, İKSAD İnönü ve SOS Girne Gençlik Evi gençlerinin katıldığı Gazimağusa Deniz Tesisleri'nde (Beach Club) gerçekleştirilen etkinliklere destek verdi.

    Haberin orijinaline şuradanulaşabilirsiniz.



    Düzenlenen söz konusu ortak etkinlikte gerçekleştirilen sahil temizliğinin ardından DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi ve Sulatı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek ve AISEEC gönüllüsü öğrenci asistanlar eşliğinde Caretta Caretta yavruları deniz ile buluşturuldu.

    Kumsalı bira şişeleri, bardaklar ve benzeri çöplerden temizlediklerini belirten dönem başkanları Ln. İbrahim Genç, Ln. Fisun Esatoğlu ve Ln. Gülser Adal “Daha Temiz Bir Dünya İçin Gençlerle El Ele" sloganıyla temizlik etkinliğini tamamladıklarını ifade ettiler.

    Yuvalardan toplanan Caretta Caretta yavrularının, kendi doğal ortamlarında denizle buluşacak kadar güçleri olmadığını, yardıma gereksinimi olan yavrular olduğu belirterek “bizler onların deniz ile buluşmalarına yardımcı olup, yaşamaları için onlara bir şans vermeye çalıştık" ifadelerini kullandılar. Sahil temizliğini gerçekleştiren ve Caretta Caretta yavrularının denizle buluşmasına yardımcı olan sorumlu gençler, DAÜ Deniz Tesisleri'nde renkli görüntülere imza attılar.


  • Ağustos 14, 2017

    DAÜ'den Sahil Temizliği Gönüllülerine Tam Destek


    Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.

    Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi, 7-13 Ağustos Dünya Gençlik Haftası nedeniyle düzenlenen ve Mağusa Mesarya, Mağusa Kale, Girne Akdeniz Lions Kulüpleri gençleri, İKSAD İnönü ve SOS Girne Gençlik Evi gençlerinin katıldığı Gazimağusa Deniz Tesisleri'nde (Beach Club) gerçekleştirilen etkinliklere destek verdi.

    Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi, 7-13 Ağustos Dünya Gençlik Haftası nedeniyle düzenlenen ve Mağusa Mesarya, Mağusa Kale, Girne Akdeniz Lions Kulüpleri gençleri, İKSAD İnönü ve SOS Girne Gençlik Evi gençlerinin katıldığı Gazimağusa Deniz Tesisleri'nde (Beach Club) gerçekleştirilen etkinliklere destek verdi.

    Düzenlenen söz konusu ortak etkinlikte gerçekleştirilen sahil temizliğinin ardından DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi ve Sulatı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek ve AISEEC gönüllüsü öğrenci asistanlar eşliğinde Caretta Caretta yavruları deniz ile buluşturuldu.

    Kumsalı bira şişeleri, bardaklar ve benzeri çöplerden temizlediklerini belirten dönem başkanları Ln. İbrahim Genç, Ln. Fisun Esatoğlu ve Ln. Gülser Adal "Daha Temiz Bir Dünya İçin Gençlerle El Ele" sloganıyla temizlik etkinliğini tamamladıklarını ifade ettiler. Yuvalardan toplanan Caretta Caretta yavrularının, kendi doğal ortamlarında denizle buluşacak kadar güçleri olmadığını, yardıma gereksinimi olan yavrular olduğu belirterek "bizler onların deniz ile buluşmalarına yardımcı olup, yaşamaları için onlara bir şans vermeye çalıştık" ifadelerini kullandılar. Sahil temizliğini gerçekleştiren ve Caretta Caretta yavrularının denizle buluşmasına yardımcı olan sorumlu gençler, DAÜ Deniz Tesisleri'nde renkli görüntülere imza attılar.

     


  • Temmuz 31, 2017

    KKTC’de turizm su altına taşınacak


    Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm su altına taşınırken, deniz kaplumbağalarının korunması için de çalışmalar yapılacak.Merit Turizm, Ada’ya yeni bir turizm kanalı açmak için çalışmalarına hız kazandı.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm su altına taşınırken, deniz kaplumbağalarının korunması için de çalışmalar yapılacak.

    Merit Turizm, Ada’ya yeni bir turizm kanalı açmak için çalışmalarına hız kattı. Net Holding Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi ve Genel Koordinatör Hande Tibuk, evleri olarak gördükleri Kuzey Kıbrıs’ta olmaktan dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Tibuk, “Kuzey Kıbrıs’taki tüm değerleri korumak, sahip çıkmak ve dünyaya tanıtmak için bugüne kadar pek çok proje gerçekleştirdik ve yeni projeler geliştirmeye de devam edeceğiz. Şimdi, Ada’ya kazandırdığımız turizm çeşitliliğine dalış turizmini de eklemek istiyoruz. Bunu yaparken doğayı korumak önceliklerimiz arasında” dedi.

    Kuzey Kıbrıs’ın kendi kendine yeten bir ülke olmasının mümkün olduğunu belirten Tibuk, yatırımcılara da çağrıda bulundu. Kendileri gibi başka yatırımcıların Ada’ya gelmesi halinde ekonomisi güçlenecek olan Kuzey Kıbrıs’ın fiilen bağımsız bir ülke olacağını belirten Tibuk, “Bence bütün gayretimizle bunun için uğraşmamız gerekiyor. Biz burada olmaktan çok mutluyuz. Daha pek çok projemiz var. İnşallah başka yatırımcılara da örnek oluruz” dedi.

    Tibuk, deniz kaplumbağalarının korunmasına yönelik Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle iş birliğine gittiklerini söyledi. Yard. Doç Dr. Burak Çiçek de, deniz kamlumbağalarının korunması için önemli bir çalışma başlattıklarını söyledi. Meritta Projesi kapsamında Caretta Caretta türü deniz kaplumbağaları başta olmak üzere Akdeniz’de yaşayan kaplumbağaların korunmasında önemli adımlar atılacağını belirten Burak Çiçek, “Dünyada bir örneği daha olmayan bir proje hayata geçiriliyor” dedi.

    Dalış turizmi

    Merit Dive Center kurucusu Savaş Yapman da, konuşmasında dalış turizminin ve denizlerin korunmasının önemine vurgu yaptı. Yapman, “Dünyada önemli bir trend haline gelen dalış turizmini Ada’ya taşımakta kararlıyız. Türkiye başta olmak üzere farklı ülkelerden dalış tutkunlarını Kuzey Kıbrıs’a çekmeyi hedefliyoruz. KKTC Merit Yapay Resif ve Batık Projesi”ni hayata geçiriyoruz. Proje kapsamında 600 adet Akdeniz Amforası yaptırıldı. Bu amforalar 4 ayrı bölgede yaklaşık 16-20 metre derinliklere yerleştirilecek ve böylece oluşacak yapay habitat, hem dalış turizmine, hem de yerel balıkçılığa destek olacaktır. KKTC’nin ilk dalınabilir gemisini yakın bir zamanda batıracağız. Bu sayede, yıllık beş bin olan dalış sayısını en az 100 bine çıkartmayı hedefliyoruz. Bu konunun önemini sizlere çarpıcı bir örnekle anlatmak isterim: Güney Kıbrıs’ta yılda bir milyon dalış yapılıyor. Her dalış için 100 Euro ödeniyor. Kuzey Kıbrıs’ta ise yıllık dalış rakamı yaklaşık beş bin. Bizdeki ücret ise ortalama 50 TL. Deniz havzalarının korunmasını da kapsayan projemiz çerçevesinde yerel balıkçılık da desteklenmiş olacak“ dedi.

    Meritta projesi

    Meritta projesi hakkında bilgi veren Hande Tibuk, proje ile geleceğimizin teminatı olan çocukları bilinçlendirmeyi hedeflediğini belirterek, “Çocuklarımız geleceğimiz. Onların bilinçlendirilmesiyle uzun vadede kazanan dünyamız olacak. Bu yüzden Meritta Projesi ile önce çocukların dikkatini çekmek istiyoruz. Bu konuda çok şanslıyız. Çünkü, bizim Net Yayın şirketimiz var. Eskiden burada Türkiye kitapları basıyorduk. Şimdi çocuk yayınlarına ağırlık veriyoruz. Net Çocuk adlı bir marka yarattık. Çok başarılı eğitici öğretici çocuk kitapları hazırlıyoruz. Bünyemizde de bu konuda uzman editörlerimiz olunca güçlerimizi birleştirdik ve ortaya Meritta Projesi çıktı” dedi.

    Toplantının sonunda ise caretta caretta kaplumbağalarının rehabilite edilmesi ve korunması için Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle birlikte düzenli çalışmalar yapan Doğa ve Kültür Derneği’ne Merit turizm tarafından bir adet araç hediye edildi.


  • Nisan 6, 2017

    Dev denizanaları sahillerimizde


    Haberin orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.

    Gazimağusa ve İskele sahillerinde balıkçılar, dalgıçlar ve sahillerde yürüyüş yapanlar tarafından son günlerde oldukça sık bir şekilde görülmeye başlayan Rhopilema Nomadica türü denizanaları tedirginlik yaratıyor. 

    Denize balık avlamak için açılan dalgıçlar tarafından 70-80 metre içerlerde dahi görülmeye başlayan Rhopilema Nomadica türü denizanalarının bir kısmı sahile vurdu. Uzmanlar, kesinlikle temas edilmemeleri ve görüldükleri yerden uzaklaşılması gerektiği belirtilen denizanalarıyla yoğun temaslarda ve önemli sokmalarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi. 

    “Artarak görülmeye başladı” 

    Gazetemiz KIBRIS’a konuşan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Araştırma ve Görüntüleme Merkezi Başkanı ve Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, birçok bölgeli balıkçıdan elde ettiği bilgilere göre, Mart ayının ortalarından itibaren denizanaları, başta Gazimağusa ve İskele sahilleri olmak üzere, ülkemiz denizlerinde son derece artarak görülmeye başladığını söyledi. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, denizlerdeki plankton ve yavru balıklarla beslenen bu canlıların zaman zaman besin bulabilmek için kıyılara kadar gelebildiklerini kaydetti. 

    Deniz analarının özellikle besin tuzları bakımından zengin sularda (kirlilik ile ilişkilendirilebilir) her dönem yoğun olarak görülebileceklerini belirten Çiçek, deniz analarının örnek vermek gerekirse, Akdeniz’de genelde sayıca çok az olmalarına rağmen Ege’de biraz daha fazla, Marmara’da yoğun ve Karadeniz’de çok yoğun bir popülasyona sahip olduklarını bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, bunun nedenin insanların bu sulara aşırı miktarda besleyici tuzlar içeren atıklarını (evsel, endüstriyel, tarımsal deşarjlar) vermeleri olduğunu dile getirdi. 

    Kıbrıs’ta bu atıklara sadece noktasal kaynaklarda rastlasak da genel olarak içinde bulunduğumuz Akdeniz’deki değişimlerin bizi de etkilemekte olduğuna dikkat çeken Çiçek, özellikle 2009 yılının bahar ve yaz aylarında yaşadığımız denizanası yoğunluğunun bu şekilde incelenebileceğini söyledi. Çiçek, günümüzde denizanası patlamalarının deniz ekosistemlerini tehdit eder boyutlara ulaşabilmekte olduğuna vurgu yaparken, bununla birlikte tehlike boyutunun denize bağlı ekonomik sektörler üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilmekte olduğunu kaydetti. Doğu Akdeniz sularının Oligotrofik özelliğe sahip olduğunu, Kuzey Kıbrıs sularının ise kış ayları dışında neredeyse hiç olan tatlı su girdisi nedeni ile Doğu Akdeniz içerisinde biyolojik üretkenliği en az özellikteki sulara sahip olduğunu belirten Çiçek, bununla birlikte denizanalarının Kuzey Kıbrıs sularında etkili olabilmekte olduğunu bildirdi. 

    Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, denizanaları konusunda DAÜ SAGAM olarak 2008 yılından beri kıyısal alanda rutin kontroller ve izleme çalışmaları yapılmakta olduklarını, ayrıca, diğer kurumların, balıkçı ve gönüllülerin ihbarlarının değerlendirilmekte olduğunu ifade etti. Bu çalışmalarda Kuzey Kıbrıs sularında Cnidaria’dan Pelagia Noctiluca (Forsskal, 1775), Cassiopea Andromeda (Forsskal, 1775), Aurelia Aurita (Linnaeus, 1758), Rhizostoma Pulmo (Macri, 1778), Rhopilema Nomadica Galil, 1990 ve Ctenephora’dan Mnemiopsis Leidyi’nin (Agassiz 1865) varlıklarının belirlendiğini belirten Çiçek, diğer türlerden farklı olarak, 2009 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında Rhopilema Nomadica türü deniz anasının oldukça yoğun bir popülasyon seviyesine ulaştığı ve bu dönemde Kuzey Kıbrıs deniz turizmini olumsuz etkilendiğinin belirlendiğini açıkladı. 

    Tedirgin etti 

    Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, önümüzdeki aylarda deniz sezonunu açılacağını bu nedenle de Rhopilema Nomadica’nın bu yıl da artan sayılarda görülmeye başlamasının kendilerini tedirgin ettiğini dile getirdi. Rhopilema Nomadica’nın sayılarının artması durumunda deniz tesisleri tarafından yüzülen kısımlara ağlar gerilmesi ve yüzülen noktalara bu canlıların girmesi engellenmesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, maalesef bundan başka yapılabilecek bir yöntem olmadığını söyledi. Çiçek; halkımızın, elinden geldiğince bu canlılar ile temas etmemelerini isterken, bu canlıların tentakülleri şeffaf olduğu için görülmeyebileceğini ve bu açıdan da yaklaşmamanın gerekli olduğu uyarısını yaptı. 

    Rhopilema Nomadica’nın deri ile teması halinde hemen sudan çıkılması gerektiğini anlatan Çiçek, temas durumunda kesinlikle tatlı su uygulanmaması, deride eğer tentakül parçaları ve kapsüller duruyorsa cımbızla veya eldivenle toplanması gerektiğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Burak Ali Çiçek, Rhopilema Nomadica’nın temas ettiği yerlere kaşıma ve ovuşturma yapılmaması gerektiğini ve ilk müdahalenin deniz suyu, alkol, amonyak veya sirke ile yapılması gerektiğini ifade etti. Çiçek; “Yoğun temaslarda ve önemli sokmalarda mutlaka doktora başvurulmalıdır. Alerjik tepki oluşabilir, doktor en uygun tedaviyi yapacaktır” diye konuşarak sözlerine son verdi.


DAÜ Web Siteleri